Perito Moreno’dan Dünyanın Sonuna Yolculuk

Bunu yazarken duygusallıktan sıyrılıp, gördüğüm yerler arasında belki de en etkilendiğim yerlerden olan Arjantin Patagonyası ile ilgili işinize yarayacak bilgileri toparlamaya çalıştım. Gerçek bir doğa harikası ve yürüyüşseverlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden.

Önce biraz genel bilgilerle başlayalım:

1 dolar yaklaşık 15 peso (Şubat 2016) ve eğer kredi kartından para çektirirseniz ya da dolar üzerinden ödeme yaparsanız zararlı çıkıyorsunuz. Gittiğiniz otele sorun, sokakta ”cambiocular” var, orada en iyi Ratei alarak paranızı değiştirebilirsiniz. Ancak para değiştirme işini Patagonya’ya bırakmadan Buenos Aires’de halledin.

Patagonya’da internet iyi değil ya da çok zor – doğanın keyfini çıkartmaya bakın.

Prizler her yerde farklı, bir converter götürmekte fayda var. İnternette Arjantin prizlerini bulabilirsiniz.

İnternetten araştırmaya başladığınızda Patagonya’daki her şey için bir tur çıkacak (özellikle viator), panik yapıp oradan rezervasyon yapmayın derim. Aşağıda bizim yaptıklarımızı yazdım, diğerleri için de alternatifler mevcut. Gidince yerinde yapabilirsiniz.

Hava ve Fiziksel Koşullar:

Biz yaz döneminde gittiğimiz için (şubat sonu) hava pek bir sempatikti. En soğuk yer 8 derece ve güneşliydi. Ama havasına pek güvenmeyin derler. Buraya gelirken mutlaka aşağıdakileri yanınıza alın:

Yedek spor ayakkabı – Salomon gibi yürüyüş ayakkabısı şart değil ama rahat, dayanıklı ve kalın tabanlı ayakkabılar iyi olacaktır.

Bol tshirt, eşofman altı, – umarım bunu boşuna yazıyorumdur ve zaten kişisel temizliğe önem veren birisinizdir – bol iç çamaşırı 🙂

Birkaç adet sweatshirt, polar,

Güneş kremi, şapka, güneş gözlüğü,

Dayanıklı bir sırt çantası – bütün gün yiyecek, su, ıslak mendil ve peçete gibi ihtiyaçlarınızı o karşılayacak,

Islak mendil, selpak, pürel gibi temizlik malzemeleri – yürüyüş rotaları genelde sıfır servis çalışıyorlar,

Mont – yazın bile yürüyüş rotalarında rüzgarlı ve soğuk yerler oluyor. Ben üşümem demeyin, buzuldan bahsediyoruz.

Görmeden dönmeyin diyeceğim 3 yere gelecek olursak:

1 – El Calafate:

17.000 nüfuslu, neredeyse bütün geçimi turizmden olan bir kasaba gibi düşünebilirsiniz. Merkezde her yer birbirine yakın. Sempatik ama çok da sempatisine aldanmamanız gereken bir yer. Zira bizim Alanya gibi, tamamen turizm üzerine olduğundan alabilecekleri maksimumu almaya çalışıyorlar. Aman dikkat. Özellikle hediyelik eşya, yerel şeyler gibi ufak tefek işlerinizi buradan halletmeyin. El Chalten hatta Ushuaia bile çok daha iyi.

Gezi kısmına gelecek olursak, El Calafate’ye genel olarak 1 gün yeter bence. Görülecek yapılacak pek bir şey, gidilecek pek bir rota yok. Sadece Perrito Moreno’ya gidebilirsiniz ama o da zaten gitmesi gelmesiyle en fazla 7 saat.

Ulaşım:
Buenos Aires’den her gün oldukça sık LAN ve Aerolinas Argentinas’ın uçakları kalkıyor. Kendi sitelerinden veya Skyscanner’dan bulabilirsiniz.

Bir kere havaalanına gittiğinizde ise otele varmak çok kolay. El Calafate yaklaşık 20 dakika mesafede, taksi veya oradaki otobüs servislerini kullanabilirsiniz. Otobüsler rahat ve otele kadar bırakıyor. Yaklaşık 120 peso.

Konaklama:

Burada tamamen booking.com’a güvenebilirsiniz. Oteller genel olarak çok da yardımcı; hem yolculuğunuz hem turlar konusunda mutlaka gittiğiniz oteli lobisine danışın. Oradaki otellere ve lokasyonlarına dikkat ederek seçim yaparsanız sizi üzmeyecektir. Bir gidiş-dönüş merkezimiz olduğu için iki yerde kaldık.

1- Guesthouse: Geceliği 60 dolar, merkeze çok yakın, resepsiyonunda sempatik insanların çalıştığı full çiçek çocuk bir yer. Ancak temizlik ve gürültü sebebiyle bizi mutsuz etti, tavsiye etmem.

2- Boutique Hotel La Cantera: Geceliği 100 dolar. Burası merkeze uzak tepelerde bir otel. Ancak resepsiyonun önündeki verandası akşamüstü için muazzam. Bir de kahvaltı Patagonya’da yaptığımız en iyi kahvaltıydı. Otel personeli pek iyi sayılmaz ama isterseniz kalınabilir. Merkezden çıkmak için biraz yokuş tırmanmak gerekiyor, akşamları shuttleları oluyormuş. Gün içinde de çıkarsanız taksiyle 50 peso.

Gezilecek Yerler:
Dediğim gibi buradaki asıl görmeniz gereken Perito Moreno, büyüyen buzul. Kutuplar hariç en büyük buz kütlesi derler. Merkezden yaklaşık 1,5 saat, park girişi 260 peso. İki farklı yol var:

Şehrin merkezindeki otobüs terminalinden 9 veya 13’te otobüse binebilir ve oraya gidebilirsiniz. (gidiş dönüş 450 peso) Orada da yürüyüş yollarını takip edebilir, ücretsiz shuttlelar ile diğer seyir teraslarına çıkabilir veya 250 peso karşılığı tekne ile 1 saatlik tura katılabilirsiniz. Geldiğiniz otobüsle geri dönüyorsunuz ve yaklaşık 5 saat gibi oldukça yeterli bir süre veriyorlar. Şehirdeki turlardan biriyle gidip turu, buzul üzerinde yürümeyi ve tekne turunu yapabilirsiniz, bu da 1500 pesoluk bir opsiyon.

Yemek:
Burada da yine TripAdvisor ve Foursquare’i karşılaştırıp size en uygun olan yerlere gitmekte fayda var. İtalyan, Arjantin mutfağı (et ağırlıklı), cafe gibi birçok seçenek var. Yemek için söyleyebileceğim şey meydandaki Pietro’s’dan Perrito Moreno öncesi paket yiyecek alabilrsiniz. Hem lezzetli, hem seçenek çok, hem de salatayı bile paket yapıyorlar.

2- El Chalten:

Dünya tatlısı bir yer. El Calafate’den 220km yukarıda, Glacier Ulusal Parkı’nın kuzey kısmında kalan kısım. El Chalten Calafate’ye göre çok daha küçük bir yer ve tamamen ulusal parkın içinde olduğundan daha ciddi kuralları var. Ama çok sempatik, benim tercihim burası. Tam anlamıyla bir hiking ve trekking bölgesi. Bunlar dışında yapılacak pek birşey yok. Günde en az 5 saat doğa yürüyüşü yapmaya hazır değilseniz sizin için bir anlamı olmayacaktır. Bence buraya en az iki, belki 3 gün ayırmak yeterli gelecektir.

Ulaşım:

Buraya direk uçak yok. El Calafate’yi hub olarak kullanarak gelip gidebilirsiniz. El Calafate’den günde 3 otobüs kalkıyor, 420 peso, biz CalTur’u tercih ettik. Oldukça da rahattı. Terminale gelince otelinize yürüyebilir veya taksiyle gidebilirsiniz yaklaşık 50 peso. Dönüş için El Calafate’ye gelip oradan gidebilir ya da bu otobüslerle direk El Calafate havaalanına gidebilirsiniz. Tabii otobüs saatleri uçağınız ile uyuyorsa. Özel servisler de var, ancak detaylı bilgiyi otelinizden alabilirsiniz. Aynı gün içerisinde otoüs bileti bulmak mümkün oluyor.

Konaklama:

Booking.com yine kurtarıcımız. Genel olarak bütün şehri yürüyerek gezebilirsiniz, o kadar küçük. Biz Posada El Barranco’da kaldık, geceliği 90 dolar. Oldukça temiz sempatik bir oteldi. Yataklar biraz küçük ama sıcak ve hizmeti iyi olduğundan tavsiye ederim.

Gezilecek yerler:

Walk baby walk! Ciddi bir yürüyüşten bahsediyoruz. Zaten şehre girer girmez sizi önce bilgi verilen alana yönlendirip genel bilgiyi veriyorlar, sonra içeri salıyorlar. Girişte verilen haritada rotalar, zorlukları ve yaklaşık zamanlamaları var. Zamanlamalar ve kmler tek yön! Dönüşü ve muhtemel molaları da hesaba katmalısınız. Giderken rahat kıyafetler, bol bol tshirt, atler, çorap, eşofman altı, mümkünse konçlu ayakkabı, yoksa altı kalın rahat spor ayakkabı, mümkünse dizlik götürün. Güneş kremi, nemlendiriciler çok yardımcı olacaktır.

Biz  2,5 gün kaldığımız için iki tam rota yaptık.

Laguna Torre: Tek yön 9 km ve yaklaşık 6 saatlik bir rotaydı. 2,5kmlik ilk kısmı daha zor ve yaklaşık yolun yarısı burada geçiyor. Torre’yi Mirador Torre’de gördükten sonra haliniz varsa yaklaşık 1,5-2 saat daha devam edip Laguna Torre’ye varabiliyorsunuz! Çok çok güzel, kesinlikle değer. Eğer Mirador Torre’ye kadar geldiyseniz devam edin, pişman olmayacaksınız.

Cerro Fitz Roy: Bu bölgenin hiking rotaları içerisinde en zor olanı. Tek yön 10,5 km ve yaklaşık 9 saat deseler de inanmayın. Gerçekten zor. Sakın ama sakın trekking batonları olmadan bu rotaya çıkmayın. Trekking batonlar şehirden kiralanabiliyor ve geceliği sadece 50 peso. Fitz Roy’a iki şekilde çıkabiliyorsunuz birisi yürüyüp aynı yoldan geri dönmek, diğeri arabayla El Pilar’a kadar çıkıp Camp Pinocento’ya kadar ayrı bir rotadan yürüp dönüşü şehrin içine giden rotayla yapmak. Şahsen ikincisini tavsiye ederim. Çünkü hem başlangıcı daha kolay bir rotayla yapmış olursunuz, hem de iki farklı rotayı görmüş olursunuz. Otelden bu araç için bilgi alabilirsiniz.

Cerro Fitz Roy’un en zor kısmı son 1 km’si, çünkü sürekli bir tırmanış halindesiniz ve zemin kayan küçük küçük taşlarla dolu. Bütün yolu 3 saatte yürürken burayı 1,5 saatte yürümeniz öngörülüyor, hakları da var. Bir mola vererek yavaş yavaş çıkılabilir. Buranın sorunu dönüşü, varsa dizlik takmanızı tavsiye ederim. Sürekli iniş ve dengeyi kurmakta zorlandığınız bir alan olduğu için dizler haşat oluyor. Bir kere indikten sonrası rahat, Laguna Capri tarafından dönebilirsiniz. Manzara muazzam, Laguna Capri sonrası yine bir iniş başlıyor ve öyle devam ediyor ancak ilki gibi çok zor değil. Bu kadar zorlanmaya değer mi? Kesinlikle değer, inanılmaz ve inanılmaz. Ama her şeyden önce sağlık, o yüzden fiziksel olarak iyiyseniz çıkın.

3- Ushuaia – Fin Del Mundo

Fin del Mundo! Nam-ı diğer dünyann sonu. Dünyanın en güneyindeki yerleşim yeri, zaten Google Maps’e yazıp bakarsanız yakınında görünen yer Antarktika. Fikir olarak bile eğlenceli. Kendisi de güzel, tavsiye ederim.  Güney kutbuna daha yakın olabileceğiniz bir yer yok. Balinalar, penguenler, inanılmaz güneş batışları gibi “once in a lifetime” deneyimler ekleyebileceğiniz bir yer.

Ulaşım:

Buenos Aires’den, El Calafate’den direk uçuşlar var. Sadece dikkat etmeniz gereken bazı uçuşlar El Calafate’den gelip ya da El Calafate’ye uğrayarak Buenos Aires’e gidiyor ama onları da saatlerinden anlayabilirsiniz. Ushuaia – Buenos Aires ortalama 3,5 saat.

Havaalanına geldikten sonra diğerlerindeki gibi servis yok, taksilerle otele gidebilirsiniz, ya da otele ulaşım sağlayıp sağlamadığını önceden sorabilirsiniz. Bu da yaklaşık 100 peso.

Konaklama:
Biz Foike Hosteria’da kaldık. Sempatik, lobisi sıcak, interneti de oldukça iyi bir otel. Tek sorunu ana caddenin (Saint Martin) uzağında ve Ushuaia eğimli bir şehir olduğu için yukarıda. Mümkünse ana caddeye daha yakın bir yerde kalın derim.

Gezilecek Yerler:
Biz Ushuaia’da 1,5 gün kaldık. O yüzden herşeyi yaptık diyemem ama bir kısmı (heliushuaia gibi) zaten ilgimizi de çekmemişti.  Güzel bir information center’ı var, önce oraya bir uğrayıp yapılabilecek şeyleri öğrenebilir, ilgili turları ve fiyatlarını da alabilirsiniz. Pasaportunuza Ushuaia damgası bastırmayı da unutmayın.

Biz ilk gün Beaggle Channel turu’na katıldık. Beaggle Channel Şili ile Arjatin’i ayıran kanal, Antartika’ya doğru okyanusa açılıyor ve bu kadar aşağıda olması sebebiyle de normalde görmeyeceğiniz bir çok canlıyı görebiliyorsunuz. Bizim katıldığımız Tolkeyen ile 3.30’da başlayan turdu – normalde 1100 peso idi, ancak o dönem indirim olduğu için 825 pesoya geldi. Zaten Turist Information ofisinin karşısında birçok turizm şirketi var, hepsinden bilgi alıp istediğinizi de seçebilirsiniz.

Tur: Kuşları, dünyanın sonundaki feneri, deniz aslanlarını ve penguenleri içeriyor. Burada iki çeşit tur var: biri penguen adasında yürümeli olan öbürü yürümesiz olan, seçiminizi yaparken sorabilirsiniz. Beaggle Channel turunu özellikle akşamüstü yapmanızı tavsiye ederim. Yaklaşık 5,5 saat sürüyor ve tam dönüş saati güneşin batış saati olduğu için güneşin batışını tam karşıdan izliyorsunuz. Bu kısmı anlatmam mümkün değil ama sadece şiddetle tavsiye edebilirim. Turda ek olarak biz bir balinayla da karşılaştık, bu civarda yaygın imiş. Karşılaşırsanız ne mutlu. Memeliler aleminin en büyüğünü görüp bir de onun su püskürtme gibi oyunlarına tanıklık edince insan çok garip ve çok heyecanlı hissediyor. Tur boyunca Beaggle Channel ile ilgili İspanyolca ve İngilizce bilgi de veriliyor. Kısacası keyifli ve değişik bir deneyim.

İkinci gün Tierra Del Fuego Milli Parkı’na gititk. Otobüs terminalinden her saat otobüsler kalkıyor. Yaklaşık 20 dakika sonra parktasınız, gidiş-dönüş 300 peso. Parka girişte ise 170 peso ödüyorsunuz. Parkta farklı farklı yürüyüş rotaları var. Sabahtan gidip keyifli keyifli yürüyüp akşam da dönebilirsiniz. Leonardo Di Caprio’ya sonunda oscarı aldıran Revenant da bu ormanlarda çekildiği için bende yeri ayrı tabii. J Bu parkta insan bulmak – özellikle ingilizce bilen birini bulmak – oldukça zor. O yüzden tavsiyem inmeden şoförle kaçta nereden bineceğinize dair iyice anlaşın ki sonra stres olmasın. 3 farklı otobüs durağı noktası var, size verecekleri haritada işaretleyip göstereceklerdir.

Yemek:
Açıkçası biz burada bir şey yiyemedik ancak deniz mahsüllerini güzel yapan birkaç restaurant olduğunu gitmeden öğrenmiştik. Yine TripAdvisor ve Foursquare’e danışılıp gidilebilir.

Yazı ve fotoğraflar: Hazan Aydın
Instagram: hznydn
hazanaydin@gmail.com