Yaşanılası Şehir: Amsterdam
Amsterdam, sanıyorum ki herkesin gezilecek şehirler listesinde ilk 10’a girer. Ama bence ilk 3’ü kesinlikle zorlaması hatta ilk sıraya oturması gereken şehir. Düzeni, mutlu insanları, bisiklet kültürü, kanalları, dik merdivenli evleri, soğuğu, özgür hayatı, sokak lezzetleri, insana huzur veren doğası ve muhteşem peynirleriyle Amsterdam bizi kendine aşık etti desem yeridir.
Pegasus’un 9.30 seferiyle (tabiki vaktinde değil 10.03 de kalktık) 3 saat 15 dakikalık bir uçuşun ardından Amsterdam Schiphol Havaalanı’na vardık. Üstelik -2 saat farkından ötürü bir anda kaybettiğimiz saatlerimiz geri yüklendi 🙂 Schiphol Havaalanı dünyanın en büyük havaalanlarından biri ayrıca Avrupa’da da yolcu sayısına göre 4. sırada yer alıyor. Gelişte pek bunun farkına varamasak da dönerken büyüklüğüne yeterince şahit olduk.
I amsterdam City Card
Çeşitli müze ve ulaşımda kullanabileceğiniz bu kart , diğer şehirlere nazaran hakkını en çok verenlerden. Sanata düşkünseniz her sokağında ayrı bir sanat galerisi olan bu şehirde dillere destan müzelere de mutlaka girmek isteyeceğinize eminim. İşte bu kart kesinlikle müze gezecek olan arkadaşlara iki katı tavsiye edilir , hayat kurtarır, bütçe dostudur. 24-48-72-96 saatlik opsiyonları mevcut ve sırasıyla 55-65-75-85 € fiyatları. Birçok müze,park , bot turu ve sınırsız ulaşımın olduğu bu kartı internetten alabilir ve sonrasında havaalanında bastırabilirsiniz. Buradaki önemli not ise çoğu city card da olduğu gibi burada da havaalanı tren ulaşımını kapsamaması. Daha detaylı bilgi ve satın almak için kendi sitesine bakabilirsiniz.
Amsterdam’da Ulaşım
Öncesinde otelinizle görüşmenizde fayda var , çünkü bazı otellerin ücretsiz servisleri olabiliyor. Merkeze çok yakın olan otelimiz bize 2 yol önerdi. Biri Amsterdam merkezi dolaşan ve yüksek ihtimal sizinde otelinizin yanından geçiyor olan 197 nolu otobüs. Fakat bu otobüsünde günlere göre değişen bir route u varmış ve bizim gideceğimiz olan perşembe günü bize uymadığı için biz tren + tramvay kombinasyonunu tercih ettik.
Havaalanının içinden tren tabelalarını takip ederek çok kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Otomatlardan nakit veya kredi kartı ile biletinizi alabilirsiniz. Bilet fiyatları ise şu şekilde; tek yön 3.90 € gidiş-dönüş 7.80 €. Yaklaşık 15 – 20 dakikalık bir seyahat sonrasında Amsterdam Central’a varıyoruz. İndikten sonra şehir içi ulaşımın büyük bir kısmını sağlayan tramvaya binmemiz gerekiyor. Merkezde 14 hatla istediğiniz her yere ulaşabileceğiniz tramvay hat haritasını şuraya bırakalım. Tramvay biletinizi binmeden görevli varsa ondan , eğer yoksa da orta kapıdan girerek içerideki görevliden alabilirsiniz. Binerken ve inerken bilet okutmak baya önemli , unutmayınız. Hatta tramvayın içinden aldığınız bileti dahi görevli okutmanızı rica ediyor. (evet rica ediyor, çünkü insanlar o kadar nazik)
Şehir içi ulaşım için tramvay ve otobüsü kullabilir, bisiklet kiralayabilir veya en güzel yürüyebilirsiniz. Şehir içinde diğer şehirlerdeki gibi metro kullanımı çok yaygın değil, onun yerini tramvay almış durumda. Metro daha uzak bölgeler için yaygınmış.
Konaklama
Amsterdam Wiechmann Hotel
Booking.com da bir çok seçenek olabildiği gibi Airbnb sitesinden de ev kiralama opsiyonları mevcut. Eğer 3-4 kişiyseniz ev kiralamanızı tavsiye ederim. Daha kalabalık gruplar için de evler mevcut , fakat seçenek azaldığı için biraz daha zorlanabilirsiniz. Nerede kalalım , hangi bölge daha iyi derseniz. Aslında az gününüz varsa merkeze yakın yerleri tercih edip yolda zaman kaybetmemiş olursunuz. Dam Meydanı, Rembrandtplein, Spui , Jordaan ve Museumplein arasında kalan bölgeler yürümeyi seven için de yok ben tramvaya biner yorulmadan gezerim diyenler için de uygun bölgeler. Biz Amsterdam Wiechmann Hotel ‘ de konakladık. Size de tavsiye ettiğim Dam Meydanı ile Spui arasında kalan bölgede yer alıyor. Avrupanın gezdiğim diğer yerlerine göre konaklama bir hayli pahalı geldi bize. Tabi ki hosteller ve daha uzak yerlerde konaklayarak bu bedeli düşürmek mümkün.
Gezilecek Yerler
Yürüyerek Amsterdamdaki başlıca gezilecek yerleri görmek mümkün. Peki bunlar nereler?
Önemli gezi noktaları
Amsterdam Kanalları: Amsterdam’da yaklaşık 165 kanal ve bunların üzerinde konumlanmış tam tamına 1281 adet köprü bulunuyormuş. Yani gidince kanalları görmek için özel bir çaba sarf etmenize gerek yok. Kendileri her yerde karşınıza çıkıyor. Kanal üzerinde bot turlarına katılmak mümkün. Özel kiralayabilir veya 35-40 kişilik üzeri kapalı tekne turlarına katılabilirsiniz. 15 kişilik private turlar var daha nezih ve kalabalık gruplar için ideal. Bir akşamda şarabınızı teknede içmek isterseniz , private turlara göz atmanızı tavsiye ederim.
Dam Meydanı: Amsterdam’ın kalbi denilebilecek meydan. Alışveriş yapabileceğiniz Damrak ve Kalverstraat (araç trafiğine kapalı bizim İstiklal caddesinin medeniyet görmüş hali) caddeleri , meşhur Koninklijk Paleis (Kraliyet Sarayı) , Nieuwe Kerk , Ulusal Anıt, Madame Tussauds Müzesi, De Bijenkorf (Amsterdam’ın en meşhur ve en büyük alışveriş merkezi) Dam Meydanı çevresinde bulunan yapılardan en önemlileri. Ayrıca Red Light District de Dam meydanının hemen arkasına konumlanmış durumda gece de buradasınız gündüz de arkadaş 🙂
Ulusal Anıt
Kraliyet Sarayı: Günümüzde de kraliyet sarayı olarak kullanılan yapı. Önündeki güvercinlere dikkat , zira elinizde avucunuzda ağzınızda ne varsa yemek istiyorlar.
Ziyaret Bilgileri: Giriş ücret 7,5 € Salı-Pazar :12.00 – 17.00 Temmuz – Ağustos : 11.00 – 17.00
Nieuwe Kerk: Amsterdam’ın en eski ikinci kilisesi ünvanına sahip olsa da adı “yeni kilise” 🙂 Şu anda sergi yeri olarak kullanıyor. Yani içeriyi gezmek isterseniz, bir sergiye denk gelmeniz gerekli.
Red Light District: Sanırım şehrin akla ilk gelen bölgesi. Evet gerçekten insanı hayrete düşüren bir yer. Camdaki yarı çıplak ablaları görünce şaşırıyorsunuz ama Amsterdam’da bu olay legal hatta bunun dışında daha farklı şeylerde legal 🙂 Öyle korkulacak çekinilecek bir bölge değil. Hatta şehrin en ünlü kilisesini de içine alan bir bölgede yer alıyor. Çeşitli müzeler (müzelerin neyle ilgili olduğunu sanırım söylememe gerek yok) , sex shoplar , coffee shoplar , barlar , restaurantlar var. Gündüzleri çocuklarıyla gezen ailelerin yerini gece eğlenmeye çıkan genç arkadaş gruplarına bırakıyor.
Oude Kerk: Bu en eski ve en büyük kilise red light bölgesinde yer almaktadır. Giriş 7,5 € , city carda ücretsiz. Zaman zaman çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaktadır. Sergi programına burada ulaşabilirsiniz.
Rijksmuseum , Van Gogh Museum : Meşhur letters önünde fotoğraf çektirdiniz mi? O zaman sizi daha sanatsal faaliyetler için bu iki meşhur müzeye davet edelim. City Cardınız var ise Van Gogh’a bedava girebilirsiniz , üstelik sıra beklemeden. Fakat Rijksmuseum için bilet almanız gerekiyor.
Ziyaret Bilgileri : Rijksmuseum –> 09.00-18.00 Giriş ücreti 17.50 € internet sitesinden bilet alıp daha hızlı bir şekilde müzeye giriş sağlayabilirsiniz. Van Gogh Cuma : 10.00-22.00 diğer günler 10.00-18.00 city card ücretsiz , bilet ise 17.00 € yine siteden öncelikli olarak satın alabilirsiniz.
Amsterdam Çiçek Pazarı : Benim en merak ettiğim ve en çok alışveriş yaptığım yer. Çiçek delisi olarak gitmeden önce yaptığım araştırmalarda altını kalemlerle çizdiğim mutlaka gidiniz diye işaretlediğim yer. Aklınıza gelip gelebilecek tüm çiçeklerin soğanlarını bulabileceğiniz, botanikle az çok ilginiz varsa aklınızın çıkacağı yer. Şu an tam da soğan ekme zamanında olduğumuz için (Ekim-Ocak) lale soğanlarını kaptım geldim. Çeşitli hediyelik eşyalar da (çanta,bardak, magnet) , peynir de alabileceğiniz pazar. Eskiden kanal üzerindeki teknelerde çiçek tüccarlarının gelip satış yaptığı çiçek pazarı şu anda bulunduğu yere sabitlenmiş konteynırlar şeklinde hizmet vermekte.
Heineken Experience : Evet gerçekten çok kalabalık. Özellikle nedendir bilinmez bizim gibi cumartesi gitmeye kalkarsanız , inanılmaz can sıkıcı boyuttaki kalabalık gözünüzü korkutabilir. Evet kapıda elinizde hazır biletiniz olmasına rağmen 20 dakika sıra bekleyebilirsiniz. Ama yinede “deneyim” olarak mutlu ayrılıyorsunuz. Bira yapım aşamalarını görüyor , simülasyon odasında canlı olarak bira nasıl olunur deneyimliyor , iyi bira nasıl olur öğreniyor ve en sonunda muhteşem Amsterdam manzarasıyla çatıda bira keyfi yapıyorsunuz. İsminize özel bira şişesi yaptırıp hemen alabilirsiniz , ben aldım 🙂
Ayrıca Begijnhof , Anne Frank’ın Evi, Rembrandtplein , Vondelpark , Madame Tussauds Müzesi, Leidseplein, Jordaan görülecek diğer önemli yerler arasında.
Ne Yenir , Ne İçilir ?
Açıkçası çok fazla gurme restaurant gezeyim tadında bir gezi anlayışım yok. Fakat foursquare den karnımız acıkınca yüksek puanlı yerlere gitmeye özen gösteriyoruz. Veya önceden okuyup merak edip, bu iyimiş dediğim bir yer varsa gidiyoruz. Yemek yediğimiz hiç bir yerde buraya bu para verilmez yada çok kötüydü yemekler diyerek ayrılmadık. O yüzden gittiğimiz restaurantları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Saturnino
(Reguliersdwarsstraat 5HS, 1017 BJ Amsterdam)
Adından da anlayacağınız üzere kendisi İtalyanlardan 🙂 Ayağımızı basar basmaz soluğu aldığımız restaurant. Pizza ve makarna çeşitlerinden yedik. Hepsi inanılmaz lezzetliydi. Ev yapımı ekmekleri ve yanında ikram ettikleri sarımsaklı tereyağ için bile tekrardan gitmeyi düşündük. Pizza boyutları biraz büyükçe belki birkaç kişi ortaya karışık paylaşmalı olarak sipariş edebilirsiniz.
Het Stadspaleis
(Nieuwezijdse Voorburgwal 289 , 1012 RL Amsterdam)
Kesinlikle ama kesinlikle gidin. Küçücük ahşap bir kulübe (zaten sokak ortasında bu tek başına duran ahşap kulübe dikkatinize çekecektir zaten), içinde yanan bir soba ve inanılmaz eğlenceli iki adam. Tamamen organik malzemeler kullanarak yaptıkları hamburgerleri yemek biraz zor , malzemenin yarısı hatta daha fazlası dökülüyor ama utanmayın kalanları ekmek isteyip bandıra bandıra yiyin. Hamburgerleri yapan abinin hayatına, mutluluğuna, sahip olduğu dükkana hayran ve fazlasıyla doymuş bir şekilde ayrılacağınızı garanti ediyorum.
La Casa Argentina
(Zeedijk 32 Amsterdam)
Açıkcası bu bölgede her yer Arjantin restaurantı. Ama hepsi üç aşağı beş yukarı aynı özellikte. Ucuza lezzetli et yiyebileceğimiz bir yer. Etler kalın olduğu için ben çok pişmiş söylemiş olmama rağmen içi biraz çiğ geldi. Bu konuda hassasiyetiniz var ise belirtmeniz de fayda var.
Önemli Notlar :
Her yerde göreceğiniz coffee shoplar, ilk başta sizi çok şaşırtacak , hatta sokaklardaki kokunun ne olduğunu sonradan idrak edecek , fakat sonra alışacaksınız. İçeride içki kesinlikle yasak, gidip kahvenizi içebilirsiniz.
Waffle özelliklede nutellalı waffle yemeden dönmeyin.