
Bir Digital Nomadın Hikayesi
Tüm özgür ruhlu gezgin kadınlara merhaba!
Ben Demet, öncelikle şu an için evim olan Tayland, Krabi’den herkese sevgilerimi gönderiyorum. Farkındaysanız evim dedim, tatil yerim, geçici lokasyonum, şimdiki durağım gibi ifadeler kullanmadım. Çünkü ben ve eşim nispeten daha az gezginin tercih ettiği bir yöntem olan online çalış – gez sistemiyle yaşıyoruz. Gittiğimiz her şehirde bir süre oranın yerlisi gibi yaşıyor, yemek yapıyor, çamaşır yıkıyor, arkadaşlar ediniyor, daha sonra yeni bir projeyi yeni bir şehirde kucaklamak için kaplumbağa gibi evimizi sırtımıza yüklüyoruz.
Hayatını bizim gibi sürdüren dijital göçebelerin evrensel bir ismi var: Digital Nomad! Digital Nomad olmak şu an kendi şartlarımızla, zamana ve mekana bağlı olmadan yaşamak için yaptığımız en güzel şeylerden biri. Elbette en zor olanı da. Çünkü hayatta güzel şeyler emek vermeden olmuyor…
Eşim ve ben Ekim 2016’da evlenip, Kasım 2016’da yola çıktık. Vizemizi uzatmak için bir kaç günlüğüne ziyaret ettiğimiz ülkeler hariç zamanımızın tamamını Tayland’ın kuzeyini gezerek harcadık. Bangkok, Sukhothai, Khon Kaen, Udon Thani, Chinag Mai, Mae Hong Son… Genellikle plansız ve rotasız ama hep iyi internet bağlantısının peşinde yol aldık. Bizim gibi digital nomadlar sırt çantalarında sadece kıyafetlerini değil aynı zamanda bilgisayarlarını yani ekmek teknelerini taşıyorlar. Konakladığımız her nokta hem evimiz hem ofisimiz oluyor. O yüzden en büyük kriterimiz iyi internet bağlantısı ve rahat çalışabileceğimiz bir masa olması. Bu masayı bazen kaldığımız pansiyonun bahçesinde, bazen bir hippi köyünde, biraz şanslıysak bir havuz kenarında bulduk…
Merak edenler için eşim grafik tasarımcı, ben de kullanıcı deneyimi ve kullanıcı arayüzü konusunda projelerinde tamamlayıcı rol oynuyorum. Dünyanın hemen her yerinden işverenlerimiz var. Bu sayede lokasyon bağımsız çalışabiliyoruz. Keyifli ve özgürlüğümüzü sonuna kadar yaşayabildiğimiz bir hayat. Öte yandan tüm hayatımızı 27 ve 35 lt’lik iki çantaya sığdırarak yaşamak hiç kolay değil. Kıyafetlerimizi bozuk parayla çalışan çamaşır makinelerinde kendimiz yıkıyoruz, hep çantamızda taşıdığımız mandallarla kurutuyoruz. Lokal pazarlardan alışveriş yapıp elektrikli ısıtıcılarla kendi yemeğimizi yapıyoruz. Asya gibi damak tadı bizden oldukça uzak olan bir ülkede yeniliklere açık olduğumuz kadar kendi mutfağımızı da çok özlediğimi söylemem gerek… Kimi zaman rahat yatak bulamıyoruz, kimi zaman böceklere karşı ciddi bir mücadele vermemiz gerekiyor. Turistik bir gezi yapmadığımızdan bütçemize hep sahip çıkmaya çalışıyoruz. Buna rağmen çok huzurlu ve mutlu olduğumuz için zevkle çalışıyoruz. Hiç bir şey için acelemiz yok…
Yazdıklarımı okuyan tüm özgür ruhlu güzel gezgin kadınlar, dilerim macera ve yeniliklerle dolu güzel yolculuklarınız olur. Benim gibi çalışarak gezmeyi düşünürseniz bu deneyimi yaşamanızı gönülden desteklerim.
Sevgiyle kalın.
Yazı ve Fotoğraflar: Demet Aksu Yelok
İletişim: dem.aksu@gmail.com
Instagram: @demetea