
BODRUM YALIKAVAK PAZARI
Bu yaz tatilinde Bodrum´da herşey dahil bir otele gittik. Otel, deniz, güneş, kum nereye kadar.. Duyduk ki Bodrum Yalıkavak’da her Perşembe pazar kurulurmuş hatta Yunan adalarındaki halk bile haftalık alışverişine bu pazara gelirmiş. Biz de şu meşhur pazara bir gidelim görelim dedik. Perşembe günü hava çok sıcak demeden bütün kızlar toplandık Yalıkavak minübüsüne bindik, düştük yollara.
Pazar hava çok sıcak olduğu için çok kalabalık değildi.. Pazarcılar vantilatörlerini açmış karşısında satış yapıyorlardı, bizim içinde bu açık hava vantilatörleri bir nebze iyi oldu. Denizli yöresinden gelen çömlekler, sepetler, dokumalar, peştamaller, otantik elbise ve etekler çoğunluktaydı ve oldukça ucuzdu.. Biz de ucuz peştemallerden hediyelik olarak aldık. Tülbentlerden incecik rengarenk elbiseler yapmışlardı bir tanede onlardan aldım kendime..
Pazar 45 senedir her Perşembe kurulurmuş. Yiyecek ve kıyafet bölümleri ayrı. Yiyecek bölümünde de yöre köylerinden gelen halk kendi ürünlerini satıyorlardı. Şadiye abla da onlardan biriydi oracıkta tanıştık. Ondan Tarhana ve Kurutulmuş sebze aldık. Gönül daha fazla ürün almak isterdi ama aracımız yoktu ve bir otelde konaklıyorduk bozulabilirdi yolculukta akıp dökülebilirdi.. Maalesef fazla alışveriş yapamadık. Bizimki turistik geziydi çünkü. Şadiya abla çok neşeli bir kadın; sattığı çiçeklerden bir demetini kopardı tülbendine tutturuverdi. Ben bu kadını çok sevdim o da bizi sevdi ki hafta sonu oğlunu evlendiriyormuş düğününe davet etti. “Gelin sizi yedireyim içireyim köyümü gezdireyim, düğünde de kutlarınızı dökersiniz” dedi 🙂 Milas’ın Karayolu İkiztaş köyünde yaşıyormuş. Organik ata tohumundan ürettiği patlıcanlar ise ayrı bir güzellikteydi. Şadiye ablanın zeytinlikleri varmış.. Zeytinlerinden zeytinyağı üretip satarlarmış. İhtiyacınız olursa kargoyla da eşim yollar dedi.
Pazarın çıkışında da genç bir incir satıcısı bayan bize tatlı diliyle 2 kilo inciri sattı. O kadar güzel manili sözlerle incirini pazarladı ki biz bu kadar İnciri ne yaparız? Oteldeyiz dememize rağmen. Akşam size ben misafirliğe geleceğim bana ikram edersiniz diye bizi güldürdü… 🙂
İşte böyle sıcak bir Temmuz gününde Yalıkavak pazarını keşvettikten sonra Yalıkavak limanda bir kahve molası verdik. Hafif esen meltem rüzgarı ve mis deniz kokusu eşliğinde kahvelerimizi yudumladık , Yalıkavağın nefis gün batımını seyrettik.
Günbatımı Yalıkavak’ta bir harika manzara oluşturuyor. Ben ne kadar anlatsamda gitmeden, görmeden, koklamadan bilemezsiniz…
O zaman neymiş… Bodruma gidince Yalıkavağı görmeden gelinmeyecekmiş.. Benden söylemesi… 🙂
Yazı ve Fotoğraflar: Yasemin Öztürk Karacaoğlu
İletişim: ykaracaoglu@hotmail.com
İnstagram: yasko_k