Gezgin Kadınlara Göre Seyahat -1
1. Duygu Şar- Biz Evde Yokuz
Gezmek bana kendimi çok güçlü hissettiriyor. Ve özgür tabii ki. Ama kendimin tek patronu benim gibi bir özgürlüğü kastetmiyorum. Kastettiğim, yolda bir şeyler yaşadıkça, öğrendikçe, bir şeyleri becerdikçe içimde uyanan hayat önüme demir çıkarırsa da bükebilirim hissi.
Beni az çok tanıyor, ve seyahat anlayışımı biliyorsunuz artık; benim için farklı yerler görmek demek değil. Gözlemlemek değil, deneyimlenmek, gittiğim yerlerin bir parçası olmak ya da bana bir şeyler katan deneyimler yaşamak beni heyecanlandırıyor.
Parçası olmaktan kastım, gittiğim yerlerde bir ailenin evine konuk olmak, bir düğüne gitmek, içeride hiç turist olmayan bir esnaf lokantasında yemek yemek, okullarına uğramak gibi şeyler. Bir gün ormanda hamakta, öbür gün yer yatağında uyurken kendimi joker gibi hissediyorum her ülkede her ortama ayak uydurabildikçe. Ve İran’dan Kanada’ya, Guatamala’ya, insanların hıçkırık tutmuş birisinin konuşmaya çalışmasını izlerken gülüyor olması, bana huzur veriyor, her ne kadar yöntemlerimizde farklı olsak da içimizde hepimiz aynı olduğumuz için…
Bana bir şeyler katan deneyimlerden kastım da Tayland’da bir fil rehabilitasyon merkezinde gönüllü olmak, Peru’da Salkantay dağına tırmanmak, Borneo’da yağmur ormanlarında köylerden köylere trekking yaparak gitmek gibi şeyler…
Bunların herkese göre olmadığını kabul ediyorum. Kimisi benim burada işte bu yüzden gezmeyi seviyorum dediğim şeylerden zerre kadar hoşlanmayabilir ama ben Etiyopya’da kabilelerle kalırken onlardan pirelenmiş olmanın benim konfor algımı sonuna kadar esnetmesine, bir dağı tırmanırken yaşadığım zorlukların beni zihinsel ve bedensel olarak terbiye etmesine, vize almadan gittiğim (uzun hikaye) Meksika’dan içeri girebilmek için pasaport görevlisine attığım bin taklaya, şirret bir Lufthansa görevlisi valizim 5 kilo fazla diye check-inimi yapmadığı için onun karşısında 5 kiloluk kıyafeti üst üste giyip inatla o uçağa inmiş olmaya aşığım. Çünkü bütün bunlar bana kendimi hayata daha hazır, daha güçlü ve neticede de daha özgür bir kadın olduğumu hissetiyor.
Sanırım seyahat, kendi potansiyelimizi keşfetmenin en güzel yollarından… Demiri gerçekten bükebilirim miyim bilmiyorum, ama öyleymiş gibi hissetmek de güzel.
2. Evrim Kanbur – While Travelling
http://whiletravelling.com/tr/
Hayatta hep bir şeyler isteriz ama sadece istemek yetmez. İlk başta sizi sınırlayan o fikirlerinizi değiştirmelisiniz. Çünkü değişmiş bir zihinden daha güçlüsü yoktur. Saçınızı, kıyafetinizi, evinizi, arabanızı, eşinizi değiştirebilirsiniz ama düşünce sisteminizi değiştirmedikçe aynı döngü içinde kontrolü bahanelerinize bırakarak dönüp durursunuz. Çünkü değişiklik içsel değil, yüzeysel olmuştur. Sihirli anların, gerçek yaşamın konfor alanımın dışında olduğunu anlayınca bu döngüye dur diyerek bir kişiyi bile tanımadığım, kültürünü ve dilini bilmediğim Şangay’a taşındım.
Şangay’a geldikten sonra da her yıl 1-3 ay sırt çantamı alıp tek başıma yeni diyarları keşfe çıkıyorum. Tek çıkıyorum çünkü seyahatteki özgürlüğüm “Hayatta bu kadar yol aldıysam, daha neleri başarabilirim”i hayal ettiğim bir zaman dilimi benim için ama her yeni tanıştığım insan bu yolculuğuma bambaşka bir güzellik katıyor. Doğum günümü de farklı diyarlarda, farklı kültürlerde, farklı insanlarla ya da tek başıma kutlayarak kendime daha önce hiç yapmadığım, farklı tecrübeler hediye ediyorum. Sirklerden kurtarılan fillerin psikolojilerini ve iletişim dillerini öğrenmek, onları gölde yıkarken onların da beni yıkamaları, ertesi yıl Kamboçya’da Pol Pot rejiminden kurtulmuş harika bir adamın kurduğu Angkor Wat Ağaç Okulu’nda uzak köylerden gelen, ailesini kaybetmiş çocuklara İngilizce öğreterek, bu yıl da ilk defa motor kullanmayı öğrenip Vietnam’ın güneyindeki Phu Quoc Adası’nın gizli sahillerini, yerel pazarlarını, köylerini keşfe çıkarak hayata baktığım o pencereyi genişletiyorum… Seyahat ediyorum çünkü uzaklar ve farklılıklar yaratıcılığımı artırıyor. Seyahat ederken kendimi yeniden yaratıyorum, sahip olduklarım için şükrediyorum, farklı hayatları öğreniyorum ve hiç tanımadığım insanların hayatında bir fark yaratıyorum, içimdeki saklı becerileri keşfediyorum, girişimciliğimi, sınırlarımı zorluyorum, problem dediğim konuların ne kadar da önemsiz kaldığını görüyorum ve yolcuğumu da okuyucularımla paylaşarak onları da bu ve benzeri maceralara çıkmaları için yüreklendiriyorum. Korkularınızın hakim olduğu hayatı değil, hayallerinizin gerçekleştiği hayatı yaşamak için o ilk adımı atın!
3. Ferda Tangüner & Banu Tuncer- İki Kadın Bir Dünya
http://www.ikikadinbirdunya.com/
Seyahat etmek korkularınla savaşma şeklidir. Sana öğretileni unutup kendini tekrar bulmaktır… Başını çevirdiğin yöne gitmek, kendi yolunu çizmektir… Birey olmaktır… Kadın olmaktır… Kadın olarak gezmek bir kukla oyununda yönetilmekten yöneten konumuna geçmektir, ipleri gerçek anlamda eline almaktır.
4. Gülçin Söğüt- Tatlı Gezgin
Hayatı keşfetmek! Uzun süredir yoldayım ve bu artık benim için yaşam biçimi olmuş durumda… Doğduğum andan itibaren ailemden, toplumdan, kültürümüzden ve eğitim sistemi içinde öğrendiklerimi çantama koyarak çıktığım yolda yeni yaşamları, hayatları, kültürleri görerek, eğitim sistemleri ve yaşam tarzlarını öğrenerek hayatı ve dünyayı kendimce keşfedebilmek! Bir kadın olarak yolda karşılaştığımız iyi ya da kötü onca şeyin üstesinden gelip hayatımı ve kendimi daha iyi tanıyabildiğim için, birçok şeyi eksi ya da artısı ile kıyaslayabildiğim için şanslı olduğumu düşünüyorum.
5. Gülşah Merve Yüksel
https://www.facebook.com/G%C3%BCl%C5%9Fah-Merve-Y%C3%BCksel-1645607039008341/