Güzel Şehir Kallipolis/Gelibolu
Gelibolu yarımadası İstanbul’dan sadece 3 saat 30 dk uzaklıktadır. Eski adı Kallipolis’dir. “Güzel Şehir” demek. Daha sonra Gallipoli en son olarak günümüzdeki adıyla Gelibolu olarak anılmaktadır.
Zamanın yavaş aktığı, masmavi denizin gün batarken şiir gibi manzaralar sunduğu, rengarenk kır çiçekleri ile kaplı patika yolların bir masalı anımsattığı yerdir Gelibolu. Bir tutam huzur, bir tutam sevgi ve sonsuz güzelliklerin karışımı gibidir. Turistik açıdan da oldukça haraketli bir noktadadır.
Antik çağdan beri Avrupa ile Asya arasında bir geçiş noktası pozisyonundaki Gelibolu, 25 Nisan 1915 tarihinde itilaf devletlerinin İstanbul’a ulaşmak amacıyla gerçekleştirdikleri saldırılara karşı verilen savunma harbinin zaferle sonuçlanmasıyla GALLIPOLI 1915 adıyla tarihe geçmiş ve ÇANAKKALE GEÇİLMEZ destanının gerçekleştiği topraklar olmuştur.
Gezilecek görülecek o kadar çok yeri var ki bu huzurlu şehrin, her yeri ayrı tarih kokar. Kafanızı nereye çevirseniz ayrı bir tarih. Tüyleriniz diken diken olur kendinizi o dönemde bulursunuz. İçiniz ürperir sanki kulaklarınıza top ve mermi sesleri gelir.
Bayraklı Baba Türbesi Gelibolu’yu gezerken içimde yer etmiş önemli yerlerden birisi benim için. Fener tepesine girişte Hamza bey koyuna bakan yönünde ast subay gazinosunun bitişiğinden inen beton dar bir yolun altında bayraklarla donatılmış, küçük bir bahçenin içinde bulunan mermer bir mezarda yatmaktadır Bayraklı Baba..
Bayraklı Baba; Osmanlı komutanı Süleyman Paşanın bayraktarı Karacabey’dir. Karacabey ile ilgili ilginç söylentiler var. Bir kuşatma sırasında sancağı düşman eline geçmemesi için kılıcı ile parçalayıp yutmuştur. Daha sonra ona Bayrağını ne yaptığı sorulur oda düşmana vermemek için yediğini söyler ve ispat etmek için karnını hançeriyle keser içinden kanlarla birlikte bayrak çıkar. Ölürken de Vatan Sağolsun benim mezarımdan bayrağı hiç eksik etmeyin, sonsuza dek mezarımda dalgalansın der. Atıyla birlikte öldükleri yere gömülmüşlerdir ve o zamandan itibaren Bayraklı baba olarak anılmaktadır. Nasıl bir vatan aşkı nasıl bayrak sevgisi şimdilerde olmayan bir sevgi yazarken bile hala gözlerim doluyor…
Bir diğeri Şehitler Abidesi:
Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası’nda, Çanakkale Boğazı’nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan anıt. 1915 yılında Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden 253.000 Türk askerin anısına yaptırılmış. Abidenin yüksekliği 41.70 metredir . Nedeni ise Çanakkale Muharebelerinde şehit düşen Türk askerlerinin ve Atatürk’ün boyunun eklenmesiyle oluşmuştur.
Çanakkale şehitlikleri Çanakkale il sınırları içerisinde Gelibolu yarım adasında birden çok bölgede yer almaktadır. Şehitlikleri gezerken soğuk taşlar üzerindeki isimleri ve yaşlarını görünce bu vatan nasıl kurtarılmış ne zorluklarla, burada yatanlar daha çocuk, derken buluyorsunuz kendinizi ve gözyaşlarınız istemsizce süzülüyor gözlerinizden. Onlar şehit olduklarında henüz 14-15-16 yaşlarındaydı…
Onlar aç susuz sadece içlerindeki Vatan, bayrak aşkıyla kurtardılar bu toprakları…
Görülecek diğer yerler arasında;
Piri Reis Müzesi, Gelibolu Savaş Müzesi, Gelibolu Mevlevihanesi, Rus Anıtı, Fransız Mezarlığı, Çilehane, Deniz Kuvvetleri Kültür Parkı, Azepler Namazgahı, Namık Kemal Türbesi, Mecidiye Tabyası, Anzac Koyu, Conkbayırı var.
Gelibolu’ya gelmişken Kilitbahir köyüne geçmeden olmaz. Gelibolu Kilitbahir arası 49 km dir. Kilitbahir Gelibolu yarımadasında Ecabat ilçesinin bir köyüdür. Kilit-ül-bahr yani “denizin kilidi” anlamını taşımaktadır. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan yonca biçimindeki kaleye sahiptir ve kale günümüze ulaşmıştır. Köye bu kalenin taş kapısından girilir.
İşte tam da bu kalenin karşısında Seyit Ali Onbaşı’nın heykeli bulunur.
18 Mart 1915’te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırıya geçer. Bu sırada Seyit Onbaşı Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevlidir. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlar, bu saldırıyı püskürtür. Yapılan atışlar sebebiyle tabyada bulunan topun mermi kaldıran vinci parçalanır. Bunun üzerine Seyit Ali 287 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirir.
O an etrafında bulunanlar vücudundaki bütün kemiklerden ses geldiğini söyler.
Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı’dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmek istenir. Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramaz. Sonra Seyit Ali Onbaşı “Yine savaş çıksın, yine kaldırırım” der. Bundan sonra ancak fotoğrafı tahta bir mermiyle çekilir. Koca seyit’in başarısını duyan Atatürk savaş sonrası Seyit’i ziyaret eder ve onunla bir konuşma yapar.
Atatürk: Beni de o mermi gibi kaldırabilir misin?
Koca Seyit: Hayır paşam.
Atatürk: Ben o mermiden ağır mıyım Seyit?
Koca Seyit: Sizi bütün dünya gelse yerinizden kaldıramaz…
Kilitbahir köyünün yeşili bol dar ve taş sokaklarından yukarıya çıktığınızda sizi köye ve boğaza kuş bakışı bakan Cahid-i Sultan Türbesi karşılar.
Konumu öyle bir yerdedir ki, sanki boğazı kucaklar gibidir. Çanakkale Zaferinin askerler komutanlar yanı sıra Evliyalar Ermişler sayesinde de kazanıldığı söylenir. Rivayete göre bebeği olmayan kadınlar Ahmet Cahid-i Sultan Hazretlerini ziyaret eder. Ve bebekleri olunca 7 yıl boyunca her yaş gününde bebeği Evliya hazretlerine ziyarete getirirler bende o çocuklardan biriyim.
Kilitbahir köyünü gezip Evliya hazretlerinide ziyaret ettikten sonra Çanakkaleye geçmek için Eceabat-Çanakkale feribotuna binip denize açıldığınızda sizi bu yazı karşılar..
DUR YOLCU
Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak
Bir devrin battığı yerdir…
Anlamı büyüktür bu yazının. Karşıya geçene kadar derin düşüncelere daldırır insanı gözünüzün önünden savaş senaryoları gezdiğiniz şehitlikler geçer. Karşıya geçtiğinizde sizi sıcak samimi bir şehir karşılar. Kordon boyunda boğaza karşı bir yorgunluk kahvesi içtikten sonra Çanakkalenin meşur Höşmerimcisi (peynir helvası ) Kadir Usta’ya uğramadan asla dönmeyin derim ben. Kadir Usta bu işin piiridir.
Bugüne kadar yediğiniz bütün tatlıların önüne geçeceğine %100 garanti verebilirim. Kendinizi kutu kutu alırken bulacaksınız. 🙂
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Off gençliğim eyvah.
Çanakkale türküsüne de konu olan Aynalı Çarşı Çanakkale’nin kapalı çarşısıdır.
Çarşının asıl adı “Passage Hallio“dur. Ancak girişinde her iki taraftaki aynalardan ötürü Aynalı Çarşı olarak ünlenmiştir.
Çarşıda çeşitli hediyelik eşya dükkanları, baharatçılar, kuyumcu dükkanları bulmak mümkündür.
Çanakkale’ye gelmişken Truva’yı ve Gökçeda ve Bozcaada’yı da gezin derim.
Tekrar görüşmek dileğiyle.