Kadın Otostop Hikayeleri- Ankara
Otostop candır diyerek başlayıp anlatmak istiyorum bu hikayemi. Yine bir gün nereye gitsem kiminle gitsem derken 4 kişi olduk. 3 kadın 1 erkek. Onların neredeyse ilk otostopları, çıktık yollara. Ne kadar erken gitsek o kadar iyi, tam yola çıkacakken banka işlerim çıktı ve sular seller götürürken Mersin’i bankaya koşarak gittim ve tabi sırılsıklamım. Sırılsıklam düştüm yollara. Normalde 4 kişi almaları çok zor ama kadın fazlalığından ve yağmurdan dolayı aldılar. İlk mesafemiz otobana kadar oldu. Yürümeye devam ederken bir asker abimiz durdu, temiz yüzlü güzel bir abimiz. Pozantı girişine kadar bıraktı bizi. Öne oturmuştum ben goygoy yapmak istedim tabi, abi “ne okuyorsun” deyince tam jeoloji mühendisi diyecektim ki abi jeoloji mühendisi çıkmasın mı? Sonraki muhabbetler;
-Abi uzay bilimleri okuyorum ben.
-Vay güzelmiş şu sosyal bilimlerin ordaki bina mı?
-Hı hı evet abi orası
-Arkadaşlar?
-Abi arkadaşlar bana otostop çektiler uzaya çıkaracağım onları, NASA dan onay bekliyorum şu anda 😀 (inandı )
Arkadakiler susmakla gülmek arasında tabi…
İndik ve yürümeye devam ettik. Bir aile durdu arkası pikap tarzında bir araba önde kadın elinde bebeği Pozantı’ya gidiyorlarmış arkada bebek eşyaları var diye bagaj kısmına geçebilirdik ancak ve bagaj kısmı da ön taraftan ayrı bir şekilde birbirinizi göremiyorsunuz şöför ile. Neyse bindik sanırsın Texas Katliamı testereler,bıçaklar… Korktuk tabi bir de abi baya hızlı gidiyordu ve nereye gittiğimizi gerçekten bilmiyorduk nasıl bir yere varacağımızı da. Durduk tamam dedim gittik çocuklar testere sesi duyan?
Güvendeyiz neyseki ama nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Pozantıdayız,dinlenme tesislerinin orada teşekkür ettik abiye, çok soğuktu ve hala sırılsıklamım, içeriden bir yere geçtik çorba içelim dedik. Yanımdaki kadınlar bana kıyafet ödünç verdiler, değiştirmek için mescidi kullandık yoksa para ödeyecektik, namaz kılar gibi girdik tabi çıkınca da Allah kabul etsinler havada..
Çorba alırken orada duran bir mikrofon gözüme çarptı kullanmasam içim buruk,üzgün ayrılırım o kadar içimde kaldı. Sordum;
-Abi bunu kullanabilirmiyim?
-Ne diyeceksin anons için bu kullanamazsın.
-Neden abi kullanırım ya 1 kere ne olacakki?
-Bunu herkes kullanamaz deneyimin olması lazım.
-Var abi,radyo televizyon okuyorum ben 3 yıldır program yapıyorum Mersinde.(troll)
-Hadi ya,tamam otobüs gelsin çağırayım kullanırsın.
-Tamam abi.
Çorbamı içerken bir yandan da mikrofonu kesiyorum gelen giden yok o arada biraz ekmek koyuyorum çantama izin alarak,ordaki abi şalgam ısmarlıyor bir yandan,derken çorba bitti vakit geldi ama kullanmasam içimde kalacak.Yavaşça yaklaştım eğildim kimse yokken abi geldi.
-Abi hani kullanacaktım?
-Aç kullan bak düğmesi orda.
-Vallaha mı?
dedim ve açtım konuşunca herkes duyacak tabi başladım konuşmaya;
-Merhabalar efendim,iyi akşamlar,dinlenme tesisine hoş geldiniz.Biz 4 kişi otostopla Ankara ya devam etmekteyiz,keyifli alışverişler dileriz,iyi akşamlar efendim.
Derken 2 tane abi uzun hava ısrarında bulundular bir tanesi iş teklifi bile yaptı tabi patron geldi iş bitti kovulduk gibi bir şey oldu.
İlk defa bu yoldan Ankara ya gideceğim o yüzden emin olamadım nerden gideceğime yürümeye başladık özgürce 300 metre falan yürüdükten sonra bir toros araba durdu 4 kişiyizönce bi baktılar hepimize;
-Nereye gençler?
-Abi Ankara ya.
-Bir sıkıntı var mı gençler?
-Nasıl bir sıkıntı abi?
-Bir sıkıntınız var mı yani üzerinizde sıkıntı falan?
-Yok abi ne sıkıntısı öğrenciyiz biz.
-Bir sıkıntı varsa söyleyin bak!
-Yok abi bi sıkıntı sen bize güvenmiyorsun belli ki alma bizi ama bu yol Ankara yolu mu sen onu söyle.(güven kazanmak)
Abi ısrarcı, gitmedi bir şekilde göndermenin yolunu bulduk derken 5 dakika sonra kamyon durdu binelim dedik el mahkum. En son ben bindim tam kapıyı kapatacaktım ki 2 araba önümüze kırdı arkada da arabalar ne olduğunu anlamazken birden “inin çabuk aşağıya,çabuk in”diye bağırmaya başladı biri. Meğer sivil polislermiş toros arabanın gazabına uğradık ihbar etmişler bizi.
O kadar sert yaklaştılar ki ceza yazacakken zar zor durdurduk ve onlara yaptıklarının yanlış olduğunu söyledikçe daha çok sinirlendiler, kimliklerimizi kontrol ettiler baya bekledik,o sırada bir tanesi konuşmadan çekirdek yiyordu sürekli,sinirden yere bakarken kamyon farının vurduğu,bu kadar hengamenin arasında hayatta kalmaya çalışan bir solucan gördüm o hengame,tartışmanın arasında polise döndüm ve;
-Abi dikkat et solucana basma yazık dedim.
Daha çok sinirlendiler bu kadar rahat olduğum için,bir şekilde tartışmayla son bulan konuşmalardan özür dileyerek ayrıldılar biz de kamyonumuza kaldığımız yerden devam ettik, etmez olaydık, nezarethanelere düşeydik de binmeyeydik.
Oldum olası sevmemişimdir siyaseti, ama doğru ama yanlış. Amca da bir siyasettir tutturdu ateşli ateşli anlatıyor sözümüzü kesiyor hatta telefonlarımıza bile dokundurtmuyordu. Bir ara kamyonu durdurdu oturduğu yerden ayağa kalktı eski bir dergi çıkardı söylediklerini kanıtlama çabasıyla başladı ve bir daha susmadı. Camdan dışarıyı izlemem bile problemdi onun için artık sinirden gözyaşıma engel olamıyordum ki arkadakilere mesaj attım Ankara ya kadar yapamayız böyle bir dinlenme tesisinde inmekte karar kıldık. Etraf çok karanlık ve ıssızdı insek yolda kalırdık dinlenme tesisi bekledik ve bu zülümden kurtaracak bir dinlenme tesisi bulduk koşa koşa indik kamyondan resmen abi hala arkamdan sinirli sinirliçıkışıyordu”bu kadar dikbaşlı olma,çocuklar bu deli buna sahip çıkın”diye. Bir hışımla kendimizi petrol ofisine atalım derken orada duran bir araba dikkatimi çekti kırmızı plakalı milletvekili arabası belli,durur muyum?
-Abi bunu sahibi nerde?
-İçerde sayın milletvekilim içerde.
hemen içeriye girdim karşımda takım elbiseli bir adam; elimi uzattım:
-Abi merhaba Deniz ben Mersin den otostop çekerek geldik,öğrenciyiz Ankara’ya gidiyoruz sanırım siz de Ankara’ya gidiyorsunuz bizi de götürebilir misiniz?
-E e evet,ama vekilime sorun ben bişey diyemem(ŞÖFÖR ABİ) vekil çıkar; elimi uzatarak:
-Vekilim merhaba ben Deniz Mersin den otostopla geldik Ankara’ya gidiyoruz bizi de götürür müsünüz ticari arabanızla??( ticari araba ne ? Heyecandan ticari araba dedim )
-“Resmi araç bizimki” dedi gülerek ve kabul etti.
Arkada 4 önde 2 kişi oturuyoruz dipdibe.Vekil sağımda kızlar solumda 180-200 arası bazen alarm çalarak Ankara ya uçuyoruz resmen.
Çantalarımız bagaja alındı tabi ama ekmeğim yanımdaydı vekile ikram ettim bir kuru ekmek.Yolda baya sohbet etme fırsatımız oldu onlar da deli olduğumu teyit ettiler,tesadüfen Mersin den geliyorlarmış onlar da.Vekilimiz Roman olduğu için Mersindeki Roman radyosunun açılışına gelmiş.O kadar çok konuştuk ki vekili evime bile davet ettim hatta yolda görecekleri otostopçuları almaları konusunda bile ısrar ettim,yazık çocuklar yolda kalmasın 🙂
Ankaradayız vekilim bizi gideceğimiz yere kadar bırakmasını söyledi iş arkadaşına vekili otele bıraktık önce tabi telefon numaralarımızı istedi sabah bizi arayıp nasıl olduğumuzuöğrenmek istedi çünkü ben İstanbul’a diğerleri Eskişehir’e devam edecekti.Öğüt vere vere gitti vekil ama çok mütevazi ve iyi bir insan olduğunu söylemeliyim.Gideceğimiz yere kadar bile bırakıldık,önce arkadaşlar sonra ben İstanbul yoluna.Öğütler içinde güvenli bir şekilde yol arkadaşımın yanına bırakıldım.Hakikaten sabah aradı şöför abi sağolsun iyi olduğumuzu söyledim hatta geçen gün tekrar aradı kızım diye tesadüfen 5 dakika arayla kaçırdık birbirimizi aynı tesisteydik.Yakında Mersin’e geleceklerini söylediler tabi hemen dönüş yoluna kendimi de kattım sağolsun hiç yok demedi aksine seve seve kabul etti.
Bazen birkaç saat içerisinde o kadar tuhaf şeyler yaşarsınız ki birkaç gün gibi gelir.Duygu değişimleri,insan ilişkileri,birbirinden farklı insanlar..O yüzden yollardayım anılar biriktiriyorum efendim anılar çekiyor beni yollara,güzellikler,renkler…
Pablo Neruda’nın dediği gibi aslında;
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat edemeyenler.
.…
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar.
Her gün aynı yolları yürüyenler
.…
Bir yabancı ile konuşmayanlar.
.…
Yavaş yavaş ölürler
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar.
Yazı: Deniz Akgül
İletişim: seyyahhatundeniz@gmail.com
İnstagram: denizzakgul