
KORE
Merhaba Gezgin Kadınlar!
Herkesin bir hikayesi var bu hayatta. Ben hikayelerimi yollarda edinmeyi sevenlerdenim sizler gibi. Benim gezginliğim yıllar öncesinde büyük dedemin yüreğime attığı kıvılcımlarla hayat buldu. “Gez kızım, farklı diller öğren, yeni kültürleri gör ki insanı tanıyıp hayatı anlayasın” demişti rahmetli. Ne güzel dokunmuş hayatıma. Çalışma hayatına 11 , öğretmenlik yapmaya 16 yaşında başladım ve bu mesleğe aşığım ancak Fen Bilimleri Öğretmeni olsam da birçok sebeple bırakıp Korece’ye yöneldim. Kore ilgim birçok insanınki gibi k popla veya dizilerle değil, Kore geleneksel kültürü, tıbbı ve tarihini araştırmak istememle başladı.2012 yılından beri kurduğum Türkiye’de Kore’yi Yaşamak platformunu yönetip eğitmenlik yapıyorum. Araştırarak, Kore şirketlerinde çalışarak Kore’yi tanımaya çalıştım. Fakat bir gün oldu ki, bunun yetersiz olduğunu farkettim. 2014 Aralık kışıydı ucuza bilet buldun kaç Merve diyerek kendimi Kore’de buldum ve bu kısa geziyle bitmedi.
Bir turist değil de bir gezgin olarak gezmenin ne derece önemli olduğunu, insana neler kazandırdığı, karakteri ne derece güçlendirdiğini an ve an yaşamalı insan. Şimdiye kadar 11 ülke gezdim ama Kore ile ön plana çıkmış olmam hem kurucusu olduğum platformdan hem de bana hayatımda ilkleri yaşatan , 2016 yılındaki 3 aylık sırt çantalı gezgin olarak keşfettiğim Kore oldu. Hem gezdim hem projeler yaptım, hem Koreli çocuklara uluslararası müzede Türk dönerini tanıttım, hem de Kore tıbbını araştırarak tedavi de oldum… Ve sayısız insan tanıdım yollarda. Vefasızını da vefalısını da gördüm Korelilerin ama şükür ki iyi insanlar çoktu. En son planlama müdürü olarak çalıştığım Kore Turizm şirketinden istifa edip Kore’ye gitme kararı almıştım. Günde 2 saat uyuyarak 2 yıl çalıştığım bu işten sonra öyle bunalmıştım ki artık kendim için ciddi manada bir şeyler yapmak adına sadece gidiş dönüş Kore bileti aldım ve başka param yoktu. Babamı arayıp ben Kore’ye gidiyorum 3 ay kalacağım dediğimde “Biz bunu bekliyorduk, git dilediğine göre yaşa kızım” dedi. Ailemin desteği gerçekten çok değerliydi. Özel ders vererek harçlığımı çıkarmaya çalıştım ,param yeterli değildi ama umutluydum. Kore’de daha önce tercümanlığını yaptığım müşterilerim karnımı doyurup gezdirirken, Türkiye’de bir vesileyle tanışıp yardımcı olduğum insanlar evlerinin kapılarını açtı bana. Başka evi bırakın aynı evde farklı odada bile uyuyamayan ben, couchsurfingi ilk kez bu seyahatimde kullanarak inanılmaz değiştim. Ömrümde ilkleri yaşamanın verdiği huzur, anlayış, saygı duygumun gelişmesini fark etmemek imkansızdı. Korece’ye hakim olduğumdan en bilinmeyen köylerine dahi gittim, ünlü ressam ve politikacılarla tanışıp beraber gezdim, yaşlılarla parkta oyunlar oynadım, şivelerin yemeklerin ayrı ayrı güzelliklerine baktım…
Kore deyince hepimizin aklına kibar insanlar, renkli saraylar geliyor belki. Bazılarının aklına köpek eti veya böcekler geliyor…bazılarınınsa Kore dizileri, bazılarının aklına kıza benzeyen erkekleri bazılarınınsa bakımlı ve kibar erkekleri, bazılarının aklına Kore Savaşı…ve daha fazlası. Nerden, hangi pencereden baktığınızdan çok aslında Kore’yi ne derece yaşadığınız önemli. Bu yüzden kurduğum platformun adı Türkiye’de Kore’yi Yaşamak… gitme imkanınız olmasa bile bir ülkeyi nerden nasıl araştıracağınızı bilirseniz az buçuk onu yaşarsınız .Ben Kore deyince , Goryeo hanedanlığını, Kore tıbbını, işini sorumlulukla yerine getirenleri, sağlığa inanılmaz derecede önem verenleri, çay kültürünü yaşıyorum. Şu bir gerçek ki dizilerden çok ama çok farklı bir dünya var orda. Estetiğin neredeyse zaruri olduğu, insanların çift olmaya zorlayan toplumsal baskı, sabah 5’te uyanıp spor yapan yaşlılar, sabah akşam üşenmeden dağ yürüyüşü ,yüz bakımı yapan genci yaşlısı, su gibi içki içen ve domuz etine bayılan, farklı kültürü veya dini anlamada zorlansa da sokakta sana kötü davranmayan ama bir ton ilginç soru soran , çalışma hayatı yüzünden ailesiyle vakit geçiremeyen, seyahate çok önem veren, lisede 16 saat okula giden, üniversitelerinde deney proje odaklı eğitim veren, k pop ile dünyaya kendini tanıtan, ekonomisi geliştiren, …ve daha birçok özelliğiyle iyisiyle kötüsüyle farklılığıyla benzerlikleriyle keşfedilmeye değer bir ülke. Öyleyse Yol açık, yola çık!
Fatma Merve ÖNER