
Milano, İtalya
İstanbul’da Sultan Ahmet, İzmir’de Saat Kulesi neyse Milano için de Duomo’ya şehrin merkezi diyebiliriz. Öyle ki kalmak istediğimiz yeri de ona yakın olduğu için tercih ettik.Bunda mevsimin kış olmasının etkisi büyük tabiiki.
Yaklaşık beş yüz yılda tamamlanmış bu harika yapı görünce insanı etkiliyor. Tabii zevkler değişebilir dense de bir hocamın sözü gelir aklıma estetik de bilgiyle ilgilidir der ya da Türkçe atasözümüz var en uygunu “Eşek hoşaftan ne anlar!”
Bu sert girişin sebebi buraya giden bir çok yurttaşımız var hepsinin derdi alışveriş. Şurdan şunu alın burdan bunu alın gibi tavsiyeler verip birbirleriyle paslaşıyorlar. Bir de yemek yemek sadece bize özgü gibi aç kalma korkusuyla mc donalds aramalar vs. Bunlar benim gözlemlerim tabiiki.
Benim derdim ise bu yapıyı ilk gördüğümde ağzım açık bakakalmaktı. Durup sadece izlemiş ve anlamaya çalışmıştım. Bir şeyin sizi etkilemesi için illa anlamak da gerekmez gerçi dilini bilmediğim bir şarkıyı duyduğum hüzün,heyecan,sevinç,coşku neyse benzer bir histi.Gotik yapıdaki bu katedrale daha önce de gitmiştim ancak kalabalıkta inceleme şansım olmamıştı.Bu defa bir pazar ayinine denk geldim ve başından sonuna kadar izledim ve sembolik olarak yaptıkları şeyler benim için ilginçti. Pazar ayini izlemek benim için yeni bir şey değil sonuçta İzmir’de büyüdüm ve birçok kere izleme şansım oldu. Ancak buradaki çok daha farklıydı.
Bursa’da Ulu Cami’de insanların namaz kılarken içindeki küçük havuzun çevresinde oynayan çocuklara gösterdiği hoşgörüden sonra burada turizmden vazgeçmemek için ayine katılanları ayrı kapıdan alarak insanlarla araya set çekilmesini anlamsız buldum.
Bu yapı da Duomo’nun hemen yanındaki “Galleria Vittorio Emanuele”.Bir alışveriş merkezi. Fazlasıyla lüks bir yer ancak birçok kişi alışveriş amaçlı değil müze gezer gibi geziyordu.Çevredeki mozaikler, resimler ve binanın ince detaylarını incelememek elde değildi.
Bu fotoğrafta gördüğünüz yolun sonunda sizi Leonardo Da Vinci’ye ait bir heykel bekliyor. “Son akşam yemeği” isimli tablosu Milano’da bulunuyor ve görmek için randevu almanız gerekiyor.Biz biletlerimizi gitmeden iki ay önce aldığımızda bile randevu için bir kişilik yer vardı. Yani kafaya koyduysanız önceden şu siteden alıp gidebilirsiniz.
Biz nerede kaldık sorusuna gelince. Son zamanlarda otellerde değil airbnb.com üzerinden seçip tüm evi kiralayarak gidiyoruz. Beğendiğimiz bir evin özelliklerine değerlendirmelerine bakarak ve kişi sayımıza göre hareket ediyoruz.Bugüne kadar memnun kaldık. Özellikle İtalya’ya gideceklere önerim bu seçeneği de değerlendirmeleri.Otellerden çok daha ucuz ve çooook daha konforlu evler var.Bunu iş gibi yapan birçok insan var. Otellerden daha iyi hizmetleri oldukları kesin, sizi düşünerek bıraktıkları ikramlar ve detaylar insanı evinde hissettiriyor.
Biz tam olarak Porta Genova ‘nın arkasındaki Via Tortona üzerindeki bir evde kaldık. Son derece düzgün bir çevreydi ve yürüyerek Navigli bölgesine yani kanal boyunca restaurantların bulunduğu yere de ulaşılabiliyordu.
Burası da evden çıkıp Porta Genova istasyonuna gitmek için geçtiğimiz bir köprüydü. 3 durak sonrası Duomo idi.
Fotoğraftakiler de tanıdık 🙂
Umarım Milano ile ilgili gitme heyecanı vermiş bir yazı olmuştur.
Yazı ve Fotoğraflar: Mine KARAKAYA
İletişim: mineakbayir@gmail.com
Web: www.gezimine.com
Instagram: gezimine
Twitter: gezimine