Yola Çıkmalı

Merhaba! İsmim Damla Gökalp, 21 yaşında son sınıf mimarlık öğrencisiyim.Gerçekten bir gezme tutkunuyum ve yolda olmayı seviyorum.Bu nedenle Erasmus bahanesiyle çıktığım bu yolda 11 ülke ve sayısız şehir gezdim.Çoğuna trenle ulaşım sağladım. Ve benim için daha keyifli oldu. Çünkü bazen şehir değildir güzel olan, kasabadır! Bu nedenle treni seçtim ve bana gezgin olma gerçeğini de tren verdi diyebilirim.

Yolda olmak bir çok zorluğu beraberinde getirdi ilk başta. Çünkü valizimi hazırladım ve 4 ay kalacağım Madrid’e bir cesaretle yol aldım. Orada kimsem yoktu, beni alacak birileri ya da kalacak yerim yoktu. Resmen boşluğa gitmiştim. Ama Avrupa’nın bir güzel yanı olan caaanıım hosteller hayatımı kurtardı. Belli bir süre hostelde kaldıktan sonra ev buldum ve oraya taşındım. Tabiki bu hostel süreci benim mahvetmişti ilk başta, çünkü tanımadığın 5-6 kişiyle odayı paylaşıyorsun, valizini açamıyorsun zaten oda dar, düzgünce yıkanamıyorsun falan, yani her şey problemdi ilk başta. Daha sonra eve çıkıp, düzenimi kurunca arkadaş da edindim. Hatta çoğu Türk’tü. Bu benim için baya bir destek kaynağı olmuştu. Ardından İspanya’nın diğer şehirlerini ve kasabalarına doğru yol aldık ve büyük tatilimiz “Christmas”ta da interrail ile Avrupa turuna çıktık. İnanılmaz bir yorgunluktu ama çok şeyde öğretti bize. Çünkü ben anladım ki insan gezerek hayatın ne olduğunu anlayabiliyor. Farklı kültürler, yemekler ve insanlar tanımak aslında insanı insan yapıyor. Farklı bir dil öğrenebiliyorsun mesela ben İspanyolca öğrendim 4 ayda. Bu bile gezmeyi, görmeyi önemli kılan bir unsur. Çünkü yıllarca okullarımızda okuduğumuz İngilizce’den bizde eser yok.

İşte burada “Çok okuyan değil, çok gezen bilirmiş.” lafınıda kanıtlıyorum 😀

Yolda önünüze çıkabilecek bir sürü olumsuzluk var tabiki. Ama zaten insan o olumsuzlukları yaşadığı için çok şey öğrenebiliyor. Bu nedenle bittiğinde diyorsun ki, “İşte buna değdi.”!
Bazı yazıları okuyorum insanlar işlerini, güçlerini bırakıp geziyorlar. Aslında bunu herkes yapmalı!Dışarıda hayat çok güzel! Evet bazen yemek bulamazsın, kalacak yerin olmaz sokakta yatarsın ama yaşlandığın zamanda dersin ki “Ya ben şu hayatta, sokakta bile yattım.”.

İşte bunu diyebilmektir aslında güzel olan. Bir çok anı biriktirirsin, yarısı iyi, yarısı kötü. Ama kötü olanları bile sonra gülerek anlatırsın, çünkü bende öyle oldu.

Başına gelen talihsizlikler, o an için kötüdür ama sonra tüm o yorgunluğu üzerinden atıp, düşündüğün zaman gülersin. Tamda budur gezmek!

Sırt çantamı kaptığım gibi gezdim, hiç de pişman değilim, zaten neden olayım ki?

Ve kendimce büyük bir cesaret gösterdiğimi aynı zamanda kendimi aştığımı düşünüyorum. Daha 1 sene öncesine kadar bunları yapabileceğim aklımın ucundan geçmezken, hemen 3 ay sonrasında Paris’te arkadaşlarla sokakta sabahlamak zorunda kalmıştık ya da çok aç kaldığımı da hatırlıyorum. 😀

Yine de hepsi güzeldi işte.Bu yüzden herkes yola çıkmalı, tekrar söylüyorum. İnanılmaz bir deneyim, bir bocalamanın ardından öğrenmenin verdiği mutluluk; hayat için mükemmel bir adım (özellikle kızlar için).

Öz güvenimi nasıl sağlarım diye düşünenlere de birer geliyor 😀 Döndüğümde şakır şakır konuşup, ben oraya da gittim buraya da gittim diye anlatınca, insanların senin kız başına bunları yapabildiğine hayran oluyor unutma! 🙂

Bir gezmenin ardından da bitti diye üzülme, çünkü biri biterken genelde 2. gezmenin planını çoktan yapmış oluyorsun. 😀 Belki en güzel tarafı budur. Bir tutkuya dönüşmesi… Belkide aslında tüm meselemiz budur :)”

Damla Gökalp

damlagokalp.mim@gmail.com